8 Mart 2017 Çarşamba

Bakışmanın Can Sıkan Ataleti

  Düzen kurmak kadar var olan düzeni yıkmak da zordur. Yeni bir şeylere alışmaya çalışırken eski diye kopmaya çalıştıkların, bir türlü kopamadıkların da seninle sürüklenir oradan oraya. Kitapların, arayıp bulamadığın kazakların ve küflenmiş çorapların. Hepsini bir araya getirdiğinde eskimiş olduğuna karar veriyorsun. Geçmiş belirginleşmeye başlayınca hiçbir şeyi avunma aracına dönüştüremiyorsun. Benim böyle oldu. Yatağın bir ucuna oturup bunları düşünmek bile eskiliğini çağrıştırıyor. Ufaldığını, bir cisim haline büründüğünü hissediyorsun. Şöyle dedim: eski orada bıraktıkların değil, yanında bir türlü kopartamadıklarındır.

  Şimdi kendim dahil her şeye eskimiş bakıyorum. Putlaştığımı, üzerine bilmem kaç kat boya çekilmiş duvarlara dönüştüğümü görüyorum. Üstelik hepsini aynı gözlerle izliyorum. Eller aynı, dirseklerim aynı. Kabuk tutmuş dirsek uçlarım, etleri katılaşmış. Düzenin kendisiyle de iyi ilişkiler kuramadım. Belki de ondan. Kabul görmediğin her şeyle iç içe olmak insanı eskiye dönüştürüyormuş. Benim bunları anlamam on dokuz yılıma ve yedi ayıma mal oldu.


   Şimdi baktığım duvar daha diri, tavanında daha güçlü ışıkları olduğu için daha aydınlık görünüyor. Işıkları kapayıp uyumak gelmiyor içimden. Sabahın erkeninde iş var oysa. Gidip hesap vermek var. Yan yana sıralanıp birbirimize hiç olmadığımız kadar gülmek var. Kendimin dışında kalan her şey var sabahın erkeninde. Bir ben yokum. Çok fazla cümle, yol, itina var. İyi de bir ben yokum. Ben neden yokum?


  Her şeye uygun cümlem var. Evet, fakat kendime sıra gelince yok. Uçuşan, toza dönüşen bir nesne olarak yaşantıma kaldığım yerden devam ediyorum. Bir sebebi de yok. Dönüp gelince yığınların içinden sıyrılınca gördüğüm insanlar kadar sorular var. Her insan için kendime bir soru sorarak bitiyor gün. İyi de ben böyle bir hesabın içinde olmayı kurgulamadım. Basit olmayı kovaladım. Karşılaştıklarım karmaşa yarattı. Öyle oldu. Olmasa anlatma ihtiyacı duymazdım.

  Bütün bunları balkona anlattım. Tavanda asılı ışığa ve yeni duvara. Balkon bana baktı. Işık bana baktı. Duvar bana. Bu da böyle bir yazıydı. Sevgilerle...


Bir diğer atalete giden yol: buyrun buradan
Ufacık Bir Not: Bizi Facebook üzerinden takip edebilirsiniz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder